Birçok diyetisyen tavsiyeleri doğrultusunda, sağlıklı yetişkinler için genel protein alım dozu önerisi, kilogram vücut ağırlığı başına 0.8 ile 1.2 gram aralığındadır. Takriben 70 kilo ağırlığında bir kişinin günlük olarak yaklaşık 55 ile 85 gram proteine ihtiyacı vardır. Bu konuda önemli bir detay aldığınız proteinlerin metabolize edilmesi ne kadar verimli gerçekleşebiliyor, yani ne kadarını ilgili yere ulaştırabilen bir bünyeye sahipsiniz? Diğer bir tavsiye de Vejeteryanlar et yiyenlerden biraz daha fazla proteine ihtiyaç duyabilecek olmasıdır. Çünkü, bitki bazlı kaynaklar et kadar kolay emilemiyor ve tüm gerekli aminoasitleri yeterince sağlayamıyor. Etsiz bir diyet yapıyorsanız BRD* besin değerleri açısından sebze proteinleri konusunda daha bilgili olup, alım kaynaklarınızı çeşitlendirmeniz gerekebilmektedir. Burada sporcuların protein alım oranları bedensel aktivitelerine bağlı olarak kilo başına 1.2-1.4 gram kadar olmalıdır. Diğer bir sporcu kitlesi olan vücut geliştirme alanında çalışmalar (kas kütlesi kazanma) yapanlar için bu değerler kilogram başına 1.5-2,2 gram günlük dozlara çıkılmasını gerektirebilmektedir. Bahsi geçen bu değerler belirtilen aktivitelere göre yaşamını sürdüren sağlıklı bireyler için ortalama tavsiye edilen değerlerdir. Herhangi bir sakatlanma, yaralanma, ameliyat vb. durumlarda bireylerin daha fazla protein ihtiyacı oluşabilmektedir.
Bazı insanların değişik oranlarda ve/veya değişik yapılarda proteinlere ihtiyaçları vardır. Bu durumlar bireyin yaşı, aktivite seviyesi, hamilelik ve emzirme durumları veya vücudun proteini metabolize etmesi ile besinleri emme şeklini etkileyen bazı sağlık koşullarının değişmesi gibi durumlara bağlı olarak, bir kişinin ne kadar proteine ihtiyaç duyduğunun etkilenmesi söz konusudur. Bu gibi ihtiyaç sahipleri için saf protein katkıları ciddi dikkate alınarak bireyin hayatını sağlıklı bir düzeyde tutması için çok önemli rol oynamaktadır.
Özetle protein tüketimi söz konusu olduğunda, doğru dozu belirlemek istiyorsunuz? Basitçe bilinmesi gerekecek ilk şey, çok az protein, yağsız vücut kütlesinden (kaslar vb.) kaybettiğiniz anlamına gelir ve çok fazla protein, glukoneogenez¹ adı verilen bir işlemle aşırı kan şekerine dönüştürülebilir. Bir hatırlatma yapacak olursak, proteinleri depolama şansımız bulunmamaktadır. Bu nedenle, ne kadar protein alacağınız konusunda en iyi tahmininizi kendiniz dahi yapabilir, sonra kilonuzu, kan şekerinizi ve vücudunuzda gerçekte neler olduğunu görerek takip edebilir ve zaman içinde vücudunuzun vereceği tepkilere bakarak bunu yönetmeyi öğrenebilirsiniz. Lütfen bu konuda önemli bir detayı gözden kaçırmayalım; Linkteki makalemizde belirttiğimiz üzere, kolajen hangi kaynaktan geliyorsa gelsin çok iyi bir protein kaynağıdır. Yalnız dikkatinizi çekmek istediğimiz çok önemli bir nokta, kolajen kullanırken içerisinde vücudunuza başka neler alıyorsunuz ve bunların size pozitif veya negatif etkilerinin neler olabileceği hakkında nekadar bilgi sahibisiniz. Örneğin; genel olarak ithal veya yerli üretilen bazı proteinlerin üretim metotlarından gelen koku, tat, çözünme kabiliyeti, nem oranı, nem alması durumu gibi konuların üstesinden gelmek için piyasada saf toz dışında farklı formları (sıvı) içilebilir kılmak ve ticari ikame ürün olarak raf ömürlerini de uzun tutabilmek için şeker, tatlandırıcı, topkalama önleyici, parlatıcı, koruyucular, tuzlar (sülfat tuzları vb.), kimyasallar, aromalar ve hatta ihtiyacınızdan fazla yüksek dozlarda mineraller alınması dahi söz konusu olabilmektedir. Bu konuda linkte verilen makalemizi incelemenizi tavsiye ederiz. Sağlığınız bizim için önemlidir.
Sağlık ve Mutluluk dileği ile…